Aylık edebiyat dergisi ‘’Kafa’’ nın bu ayki sayısında gazeteci/yazar İsmail Saymaz’ın dikkat çekici bir yazısı var. ‘’İsmail Reis’in Ölümü’’
 
Saymaz yazısında, lise yıllarındaki -kendi deyimi ile – ‘’ülkücülük serüvenini’’ anlatıyor. Rize Anadolu lisesinde okurken tanıştığı Rize Ülkü Ocaklarında geçirdiği üç yılı ironik bir üslupla kaleme alan Saymaz yazısında, çıkardıkları ‘’Börteçine’’ isimli dergiyi okulda gizlice dağıtması nedeniyle disipline verilmesinden bahsediyor. 95 seçimlerinde rahmetli Alparslan Türkeş’in Rize meydanındaki mitinginde hazırolda bekleyişini anlatıyor. Ancak Ecevitçi babası dahil kimseyi MHP’ye oy vermeye ikna edemediğini söylüyor. Sonrasında yaşadığı milliyetçilik-yoksulluk merkezli fikir çelişkisine ve ideolojik sorgulamalarına değinen Saymaz’ın ülkücülük serüveni merhum Türkeş’in cenazesi ile birlikte sona eriyor. Saymaz cenazeyi ve serüveninin bitişini şu cümleyle ifade ediyor:
 
‘’Mahşeri kalabalığın içinde, aklımdaki bir yığın soruya rağmen ben de vardım. Yüzbinlerce insan Türkeş’in cenazesini kaldırıyordu, ben ise ‘’İsmail reis’in…’’
 
Saymaz’ın twitter hesabından ‘’lisedeki ülkücülük yıllarımı yazdım, titredik kendimize döndük’’ ifadelerini okuyunca, -doğrusu- kendisinden mizahi bir yazı bekliyordum. Lakin yazının mizah dozu tahmin ettiğim kadar değildi. Hatta yazıyı biraz kaçamak bulduğumu bile söyleyebilirim. Belki de Saymaz, hali hazırda bulunduğu fikir kampı nedeniyle kullanacağı ifadelerin incitici bulunabileceğinden endişe etmiş olabilir.
 
Aramızda bir yaş olması sebebiyle aynı dönemde ocakla –ve ülkücü hareketle- tanışmış olmamız dolayısıyla ben de kendi hikayemden küçük bir kesitle İsmail Reis’in ölümüne bakışımı anlatmak isterim.
 
İsmail gibi ben de lise yıllarımda ülkü ocakları ile tanıştım. O Rize Anadolu Lisesinde okurken gitmiş ilk olarak Rize Ülkü Ocağına, ben de Kabataş Erkek Lisesinde öğrenci idim Beşiktaş Ülkü Ocağına gittiğimde.
 
İsmail bahsetmemiş lakin tahmin ediyorum ki o da benim gibi ailesinden habersiz gitmiştir ocağa. Zira ocak deyince ürkütücü bir algı doğuyordu kendi halindeki insanların kafasında.
 
İsmail, ocağa gittikten sonra okuldaki arkadaşları arasında –kendi ifadesiyle- ‘’azılı komenist’’lerin olduğunu fark ettiğini yazmış. Benim durumum ise biraz değişikti zira ülkücü olduğum fark edilmeye başlanınca okul genelinde ‘’azılı faşist’’ olarak nitelenmeye başlandım. Çünkü okulumuzda bir öğretmenimiz ve birkaç arkadaşım hariç kimse ülkücülere sempati ile bakmıyordu.
 
İsmail, ülkü ocağında öğrendikleri konusunda çok ayrıntıya girmemiş ama ben ocakta ilk öğrendiğim şeyi yazayım: Çay demlemek.
 
Evde annesi tarafından eli sıcak sudan soğuk suya değdirilmemiş bir erkek çocuğu olarak, ocak başkanımızın ‘’Uğur bir çay yap’’ emri sonrasında acı gerçekle yüzleşmiştim: Çay yapmayı bilmiyordum. Ancak ilk kez başkan tarafından muhatap alınıp bir işle görevlendirilmiş olmanın verdiği gururla mutfağın yolunu tuttum. Zira ‘’bilmiyorum başkanım’’ diyemezdim.
 
Tahminlerimden yola çıkarak önce çaydanlığın altındaki büyük kısımda su kaynatılması gerektiğini düşündüm. Çaydanlığın altına su doldurdum, ocağın üstüne koydum ve kaynamasını beklemeye başladım. Su hele bir kaynasındı bakalım, sonrası bir şekilde gelirdi. Kısa süre sonra fokurdamaya başlayan suyun uğultusu bana sanki ‘’yolun sonuna geldin uğur’’ diye sesleniyordu. Şimdi ne yapacaktım?
 
Tahminlerime göre çayı, kaynayan suyun üstüne atmalı ve beklemeliydim. Şu durumda tek sorun kalıyordu: Çaydanlığın küçük kısmı ne işe yarıyordu? Vakit hızla geçiyordu ve ben bir elimde sarı Filiz çay, diğer elimde yemek kaşığı, önümde kaynayan çaydanlık ile ne yapacağıma karar vermeye çalışıyordum.
 
Ve o anda mutfağa komşu lisemiz Ziya Kalkavan Denizcilik Lisesi’nin Başkanı Saruhan girdi. (İsmail bak senin gibi ben de aradan geçen 20 seneye rağmen isimleri unutmamışım)
 
Halimi görür görmez anladı ve sordu. ‘’Çay yapmayı biliyor musun?’’
 
‘’Ben hiç çay yapmadım’’ diyince tarif etti: Çaydanlığın üstüne bir miktar çay koy ve kaynamış suyun bir kısmını üstüne dök. Kalan suyu kısık ateşte kaynatarak çayın demlenmesini bekle.
 
Sonra beni alarak tekrar salona geçti ve başkana ‘’çay demleniyor reis birazdan hazır olur’’ dedi.
 
Saruhan beni reise mahcup olmaktan kurtarmıştı. Üstelik, çay yapmayı bilmediğimi hiç belli etmeden yapmıştı bunu.
 
Seneler sonra ben de ocak başkanı olunca anladım ki, Saruhan’ı mutfağa gönderen reisti. Uzun süre benden ses çıkmayınca çay yapmayı bilmediğimi anlamıştı ve çaktırmadan Saruhan’ı bana yardımcı olması için göndermişti.
 
14 yaşında bir delikanlının ocaktaki akranları karşısında mahcup olmasını, gururunun kırılmasını istemediği için yapmıştı bunu. Ocak Başkanımız pedagojik formasyon almış bir eğitimci değildi belki ama onun bildiği ve bizlere de öğrettiği bir şey vardı. Ülkücüler birbirinin kardeşleriydi. Bir ülkücünün başına en ufak bir şey gelse, hepsi tek yürek onun yanında olurdu.
 
Evet İsmail, hepimiz yoksul ya da orta halli ailelerin çocuklarıydık. Vatan, millet, bayrak derdiyle dertlenirken yoksulluğu, işsizliği, haksızlığı görmezden gelmedik. Bilakis biz bu haksızlıklara karşı kendimize bir sığınak olarak ülkü ocaklarını seçtik. Hiçbir şey öğrenmediysek bile çay yapmasını öğrendik. Hiçbir delikanlının gurunu kırmamayı öğrendik. Kardeşliği, dostluğu, adam satmamayı öğrendik.
 
Mücadeleyi, şiiri, edebiyatı, okumayı öğrendik. Haksızlığa karşı sesimizi yükseltecek özgüveni hissettik. Korkularımızla baş edebilmeyi öğrendik. Eksiklerimiz var mıdır? Vardır elbet lakin hainlik hiç yoktur İsmail.
 
Zaman içinde eksiğiyle fazlasıyla bu öğrendiğimiz temel değerler üzerine bir fikir dünyası inşa etmeye çalıştık. O dünyada bu ülkenin her insanına yer var. Yeter ki art niyetli olmasın, yeter ki önyargılı olmasın, yeter ki saygısız olmasın.
 
Senin ‘’serüvenin’’ 3 yıl sürmüş İsmail ama bizimki hala devam ediyor. Her geçen gün yeni bir şey öğrenmeye çalışarak, her geçen gün yeniden doğarak ve her gün yeni İsmaillerin aramıza katıldığını görerek. Yani İsmail, demem o ki, bir İsmail ölür, bin İsmail doğar…
 
Selam doğru yolda gidenleredir.
 
lamictal pris lamictal mod angst
lasix nome generico lasix nome generico
ventolin sprej ventolin doping
cialis discount coupons prescription discount coupon
flagyl vademecum flagyl 500 mg
cialis coupon 2015 discount coupons for cialis
abortion clinics san diego where can i buy the abortion pill
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.