Evet değerli dostlar ne yazık ki üzülerek söylemek istiyorum ki bu gidişat hiç iyi değil..

Nedir bu rezillik, nedir bu görünen geçekleri görmezlik, nedir bu bahtsızca duymazlıktan ve görmezlikten gelerek Türk milletini kandırmak anlamış değilim.

Taksim’deki olaylar hepimizin malumu. Söyleyecek çok söz var ama her zaman olduğu gibi ne satırlara sığar nede kâğıtlara.

Eline Türk bayrağını alarak milli duygularını bastıramayıp işini gücünü bırakarak oraya çadır kuran, vatanını milletini seven, bu ülkenin ayrılmaz bir bütün olduğuna inan başbakanın sözüyle Çapulculara ve Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyen değerli kardeşlerime öncelikle selam olsun diyorum.

Hiç kimse kusura bakmasın.

Elinde Türk bayrağını alarak kitap okuyup müzik dinleyenlere aşırı güç uygulayan Polisimizi kınadığım gibi, Polise Molotof atan, aracını yakan küstahları da kınıyorum.

Küstahları diyorum evet çünkü bu ülkenin ayrılması için mücadele eden başında maske bir elinde Molotof diğer elinde Türk bayrağı ile duran çakalları da kınıyorum.

Hiç kimse saf değil her şey ortada.

Masum gerçekten duygularını dile getirmek isteyen, milli duyguları olan belki tencere ve tava çalan  yıkmayan, yakmayan ve dökmeyen herkese saygım sonsuz.

Ama bu artık dozunu aşan bir ilaç gibi maksadını aşan bir ideolojik durum haline gelmeye başladı.

O temiz ve berrak düşünen Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek ellerinde Türk bayrakları ile demokrasinin kılıcı misali gidişatı protesto eden kıymetli insanlara sözüm yok.

Çünkü çok iyi biliyorum ki ;

*Mustafa Kemal’in askerleri devletine baş kaldırmaz. Hakkını sandıkta arar.

*Yakmaz, yıkmaz, polisine taş atmaz, devletin malına, vatandaşın canına ve iş yerlerine zarar vermez.

*Bir elinde sözde bu işi farklı yöne çekmek ve birazda olsa masum gözükmek için BAYRAK diğer eline MOLOTOF alarak haykırmaz.

* Otobüs yakmaz.

*Durakları yakmaz ve yıkmaz.

*Masum hane başlayan bir tepkinin içerisine giren ve sızan daha düne kadar ülkenin bölünmesi için mücadele eden hain sürülerini görmezlikten gelmez.

Kısa ve öz artık adı Taksim Gezi Parkı protestosu olarak görünen ve ülkenin her tarafındaki masum hane düşüncesi olum vatansever herkesimin dikkatini çeken ve dünya basınının gündemine oturan bu olay PKK ve yandaşlarının hâkimiyeti içerisine girmiş bulunmaktadır.

Bu millet gözü görmeyecek kadar kör, anlamayacak kadar zihni kapalı ve duymayacak kadar ise sağır değil değerli ben Türküm ve Türk olmanın onurunu yaşıyorum diyen kardeşlerim..

İşte her şey ortada.

Daha dün konvoylarla şehit cenazesi geldiğinde ağlayan analar için “Mücadele eden gerillalarında anası var diyen” Abdullah Öcalan denilen teröristin kumandası BDP milletvekili Sıtkı Süreyya Önder’in birden bire milli değerleri taşıma ve yaşatma milliyetçiliği nerden geldi sanıyorsunuz?

Profesyonel bir şekilde organize olmuş polisin karşısında Molotof, havai fişek, taş gibi malzemeler kullanarak sözde savunma yapan bazılarına göre masum çocukların hangi kanaldan ve gruptan geldiklerini herkes biliyor.

Onun için gerçekten gönüllerinde ülke sevdası ve vatan sevdası olan bu ülkeyi karşılıksız seven yönetim anlayışını benimsemeyip demokrasi kılıcı gölgesinde en doğal hakkını araya değerli Taksim Gezipark’taki tüm duyarlı arkadaşlarımı uyararak “aman sizin bu masum tepkinize gölge düşürenlere fırsat vermeyin” diyorum.

Ben doktorum çapulcuyum, ben mimarım çapulcuyum, ben sanatçıyım çapulcuyum diyenler “o zaman yanınızda elinde Molotofla araçlara saldıranların arasında” ne işiniz var.

İşte zaman eğer birlik ve dirlik zamanı ise önce ülke severler olarak o bilinci kendimize prensip edip ülke sevmeyip parçalamak isteyenlere fırsat vermememiz gerekmiyor?

Bu ülkeyi kaosa sürüklemeye %50 yi zor tutuyorum diyenlerin nede elinde Molotofu polise atıp esnafın canını yakanların gücü yeter.

“Daha birileri son sözünü söylemedi” diyenler olduğu gibi başka şeyler söylemeden ve yapılmadan bu gidişata birileri dur memesi gerekmiyor mu?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.