Bayram mı? Tatil mi? Ne Yapalım?

14 Temmuz 2014, 02:11

33426 kez okundu.

Artık bayramlara bayram değil de tatil gözüyle bakılıyor. Rezervasyonlar bir ay öncesinden yapılıyor. Büyüklerin elleri bayramdan iki gün önce öpülüyor o gün bayrammış gibi. Arkadaşların ve diğer akrabaların bayramları da telefonla veya mesajla kutlanıyor.

Eskiden bayram gelmeden 15 gün önceden hummalı bir hazırlık dönemine girilirdi. Evler dip bucak temizlenirdi. Çeşit çeşit tatlılar yapılır, şehir dışından misafir gelecek ise, temiz yataklar hazırlanırdı. Gelecek kişilerin en sevdiği bayram yemekleri hazırlanırdı. Herkes birbirine bayram ziyaretine giderdi. Bayramın birinci günü büyüklere el öpmeye gidilir, ikinci ve üçüncü günleri ise arkadaşlara bayram ziyaretine gidilirdi. Arkadaşlarınız da ziyaret iadesi olarak size gelirdi.

Şimdi öyle mi?

Kimse kapı kapı dolaşıp bayramlaşmak istemiyor. Zaman kaybı olarak bakıyor ya da eskide kaldı artık diyerek kendini tatil beldelerine atıyor. Bir mesaj veya kısa bir telefon konuşması ile iş bitiyor.

Ne yapalım?

“Seher Nine ve Münir Dede 3 çocuğunu da evlendirdikten sonra baş başa kalmış iki sevimli ihtiyar. İzmir’in bir ilçesinde yaşıyorlar. Küçük oğlu Murat İstanbul’da yaşıyor. Evli, 2 kızı var. Ortanca kızları Filiz. Onun da 1 oğlu var. Ankara’da yaşıyor. Büyük oğulları Oğuz da İstanbul’da yaşıyor ve 1 kızı da onun var. Seher Nine ve Münir Dede’yi devamlı arıyorlar telefonla. İhtiyaçları var mı diye soruyorlar.

Bayrama bir hafta kala bütün çocukları ve torunları arıyorlar Seher Nine ve Münir Dede’yi. Bayramda ordayız diye. Seher Nine hazırlıklara başlıyor. Evi temizliyor, torunlarının ve çocuklarının en sevdiği yemekleri, tatlıları yapıyor. Münir Dede alışveriş yapıyor, eşine yardım ediyor. Çok mutlular. Komşulara torunlarım gelecek diyor, Münir Dede. Önceki bayram gelememişlerdi işleri dolayısıyla. Şimdi geliyorlar diyor.

Bayram günü erkenden kalkıyorlar. Münir Dede camiden geliyor. Bayramlaşıyor, Seher Nine ve Münir Dede. Beklemeye başlıyorlar. Sokağa giren her arabaya heyecanla bakıyorlar. Ama durmuyor arabalar. Başlarına bir şey mi geldi acaba diye merak ediyorlar. Telefon çalıyor. Seher Nine açıyor telefonu. Küçük oğlu Murat telefonun öbür ucundan “İyi Bayramlar Anne” diyor. Heyecanlanıyor Seher Nine. Antalya’da bir arkadaşlarının oteline davet edildiklerini ve hep beraber Antalya’ya geldiklerini söylüyor. “Bütün sene çalışıyorsunuz, eğlenmek sizin hakkınız” diyor Seher Nine buruk bir şekilde gözünden yaşlar damlayarak. “Bir dahaki bayrama söz ordayız” diyor Murat ve telefonu kapatıyor.

Telefon elinde, yaşlar gözünde eşine bakıyor Seher Nine. “Gelemiyorlar” diyor. “Ama bir dahaki bayrama geleceklermiş” diyor. İkisi de birbirine bakıyor, acı bir tebessüm yüzlerinde. Yine baş başa kalıyor Seher Nine ve Münir Dede. Kapılarını çalan çocuklara şeker veriyorlar bayramda torunları yerine.”

Benim yazdığım bu küçük yazıyı okuduktan sonra, şimdi ne yapmak istediğinize siz karar verin. Çocuklarınızı da düşünün. Bayramları ve bayramlaşmayı unutmamak dileğiyle…

Yorum Gönder 0
Facebook Yorumları 0

Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.