3 Kasım 2002'den 1 Kasım 2015'e

04 Kasım 2015, 00:00

33397 kez okundu.

3 Kasım 2002 seçimlerinden 1 hafta önce Üsküdar Ocak başkanı olarak atanmıştım. Ocağın sokağına ilk girdiğimde karşılaştığım manzara şu idi: Sokakta bir tane MHP bayrağı yoktu.

Ocak başkanı olarak ilk icraatım, sokaktaki diğer parti bayraklarını indirip yerine üç hilalleri asmak olmuştu. Üsküdar’ı fethettiğimiz vehmine kapılmama neden olan bu destansı (!) hamlemizin ardından haklı (!) olarak büyük bir oy patlaması beklentisi içine girmiştim.

Şaşıracaksınız belki ama seçim akşamı ocakta çiğ köfte yapmayı planlamıştık. Sahneyi dün gibi hatırlıyorum. Çoğunluğu üniversiteli olan arkadaşlarla ocağın salonunda heyecanla seçim yasaklarının bitmesini bekliyoruz. Eski model televizyona bir anten uydurmuşuz, ‘’aman kanallar bozulmasın’’ diye teyakkuz halindeyiz. Kulakları çınlasın, üniversiteden Siirtli İsa ortada çiğ köfte yoğuruyor. Tahminlerimiz %15-20 arasında uçuyor. Hafif bir yağmur var dışarıda. ‘’ Berekettir ‘’ diyoruz, ‘’ ulan yoksa %20’yi aştık mı?’’ Heyecanımız dorukta… Derken sonuçlar açıklanmaya başlıyor. Netice malum. Bir tane çiğ köfte geçmiyor kimsenin boğazından.

Ziyan olan çiğ köfte miydi, umutlarımız mıydı o yaşlarda pek anlamıyoruz. (Laf aramızda kalsın ama hala anlamış olduğumu söyleyemem!)

Aradan 13 yıl geçti. Sene 2015. Yaş oldu 34. Ev bark çoluk çocuk sahibi oldum. Yine aylardan kasım. Bu sefer 3’ü değil 1’i. Ümraniye Seçim Kurulunda MHP temsilcisi olarak sandık kurullarının sonuç tutanaklarını teslim etmesini bekliyoruz.

Bu kez çok yüksekten uçmuyorum. (E tabi yıllar geçtikçe daha temkinli oluyor insan) ‘’7 Haziran’daki durumu koruyalım, bir de inşallah milletvekili sayısı olarak HDP’nin altına düşmeyelim yeter’’ diyorum.

Doğu’daki 32 ilde sandıklar 16:00’da kapandığı için ilk olarak oradan sonuçları öğrenmeye başlıyoruz. İyi değil ama zaten oralardan beklentim yok. ‘’Hele bir 17:00 olsun, diğer iller de belli olmaya başlasın’’ diyorum.

Saat 18:00’e doğru ufak ufak canım sıkılmaya başlıyor. 19:00 gibi Haldun Alagaş’ın ortasında sigarayı yakıyorum zaten! Sonuçlar malum!

Hiç analize falan girmeyeceğim. Yazdık ettik bir sürü zamanında. Hiç de kendime pay çıkarmıyorum, -çok afedersiniz- yemişim bu saatten sonra ‘’ben demiştim’’ muhabbetini!

Başta Genel Başkanımız olmak üzere partinin tüm üst yönetimine soruyorum?

Bu kahreden kasımların sorumlusu kim?

Bu kapkara kasımların sorumlusu kim?

Kim bu umutlarımızı çalan lanet olası kasımların sorumlusu Allah aşkına kim ya?!?

Selam doğru yolda gidenleredir.

Yorum Gönder 0
Facebook Yorumları 0

Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.